Yazılı çeviri, bir dilde yazılmış metni başka bir dile yazılı olarak aktarmak anlamına gelir. Bu, metinlerin dil, kültür ve anlam geçişini sağlayan bir çeviri türüdür. Yazılı çeviri, tarihsel olarak önemli bir rol oynamış ve günümüzde hala büyük bir gereksinim taşımaktadır.
Yazılı çevirinin tarihi, insanların farklı diller ve kültürler arasında iletişim kurma ihtiyacıyla başlar. Antik uygarlıklardan itibaren yazılı çeviri kullanılmıştır. Özellikle antik çağlarda, eserlerin çevirisi sayesinde bilgi ve fikirlerin yayılması büyük bir hız kazanmıştır. Orta Çağ’da İslam dünyası, Arapçadan Latinceye ve diğer dillere yapılan yazılı çevirilerle büyük bir kültürel aktarım gerçekleştirmiştir. Rönesans döneminde de antik Yunan ve Latince eserlerinin çevirisi büyük bir önem taşımıştır.
Yazılı çevirinin önemi günümüzde de büyüktür. Küreselleşme, uluslararası ticaret, diplomatik ilişkiler, edebiyat, akademik çalışmalar, tıp, hukuk ve daha birçok alanda yazılı çevirilere ihtiyaç duyulur. İnsanlar farklı dillerde yazılmış metinlere erişim sağladıkça, bilgi akışı artar ve farklı kültürler arasındaki anlayışı teşvik eder.
Yazılı çeviri ihtiyacı her iki dil arasında olan ve metni anlamak isteyen herhangi iki dil arasında ortaya çıkabilir. Ancak bazı diller, daha fazla çeviri ihtiyacına sahiptir. Bu diller arasında İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Almanca, Rusça, Arapça, Çince, Japonca, Hintçe, Portekizce ve diğer büyük dünya dilleri yer alır. Bu dillerin çevrilmesi, küresel ticaret, diplomatik ilişkiler ve kültürel alışveriş nedeniyle sıkça talep görmektedir.