Tercümanlar, ilk çağlardan itibaren farklı medeniyetlerin birbirleriyle iletişim kurmalarında önemli rol oynamışlardır. Bilim ve teknolojinin ilerlemesi ve çeviriye olan ihtiyacın büyük ölçüde artmasıyla, tercümanlık modern çağa göre şekillenmiştir. Diplomatik anlaşmalarda aracılık etmek, ikili görüşmeleri sağlamak ve uluslararası mahkemelerde tarafları temsil etmek için hala sözlü çeviriye ihtiyaç duyulmaktadır.
II. Dünya Savaşı sonrası, savaş suçlularını yargılamak için kurulan Nürnberg mahkemelerinde dört dilli bir duruşmayı yönetebilmek, sesi geniş dinleyici kitlesine duyurmak ve vakit kaybını en aza indirmek için yeni bir çeviri türüne ihtiyaç duyulmuştur. Böylece eş zamanlı, diğer adıyla simültane çevirinin temelleri atılmıştır. Eş zamanlı çeviri, çevirmenin konuşmacıyı ses geçirmez bir kabinde kulaklık vasıtasıyla dinlemesi ve aynı anda çeviriyi mikrofon aracılığıyla seslendirerek hedef kitleye ulaştırması anlamına gelmektedir. Bu teknoloji çeviri dünyasına armağan olmakla birlikte bu süreç, çevirmenin aynı anda birçok zihinsel görevi yerine getirmesini gerektirdiği için oldukça zorlayıcıdır. Bu sebeple tercüman adayları uzmanlaşmak için yoğun bir eğitimden geçmelidir. Günümüzde spor müsabakaları, basın toplantıları, konferanslar, haber kanalları, mahkemeler ve şirket toplantıları gibi pek çok alanda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Sözlü çevirinin bir diğer alanı olan ardıl çeviri, eş zamanlı çevirinin aksine konuşmacının sözü bittikten sonra başlar. Hızlı düşünme kabiliyetinden ziyade anlamın kısa süreli hafızada tutularak olabildiğince kayıp yaşamadan çeviriye aktarılabilmesine odaklanır. Bu durum ardıl çeviri eğitiminin analiz yöntemleri ve not alma tekniklerine odaklanmasıyla kendini göstermektedir. Mahkemeler, sağlık ve turizm sektörleri gibi pek çok alanda kullanılmasının yanı sıra, simültane çeviri için yeterli kaynak veya ekipmanın bulunmadığı durumlarda da sıklıkla tercih edilmektedir.
Fısıltı çevirisi, irtibat çevirisi, refakat çevirisi, afet gibi birçok türü bulunan sözlü çeviri, küreselleşen dünyada iletişim teknolojilerinin ilerlemesiyle daha çok talep gören ve toplumda görünür bir meslek konumuna erişmiştir. Farklı diller arasındaki etkileşimden beslenerek insanlık için önemli bir uğraş ve ihtiyaç alanı olmaya devam edecektir.